TPM (Toplam Üretken Bakım)’ın en önemli sütunlarından biri, kayıpların elimine edilmesi, ekipman etkinliğinin (OEE) arttırılması ve operatörün katkısının önemi düşünüldüğünde elbette ki Otonom Bakım’dır. Operatörün kendi kendine yetebilecek şekilde gerekli bakım ve onarım faaliyetlerini gerçekleştirmesi olarak adlandırabileceğimiz Otonom Bakım faaliyetleri, gerek ekipman etkinliğini arttırmada; gerekse operatör yetkinliklerini geliştirmede şirket için dönüşümde önemli bir rol oynamaktadır. Bu kadar önemli olmasına rağmen Otonom Bakım ile ilgili sayısız hurafe ortalıkta dolanmaktadır. Otonom Bakım’ın bakım ekibi faaliyetlerini ortadan kaldırmak için kurulan bir Lobi Çalışması olduğundan tutun da; operatörün iş yükünü artırmak ve onu daha çok yorarak adetleri arttırmak için kullanılmasına kadar daha pek çok konuda müthiş bir yanlış anlaşılma olduğunu söylemek lazım. Başta bu yanlış anlaşılmaları gidermek; sonrasında ise düzgün bir şekilde Otonom Bakım’ın nasıl uygulanacağını anlatmak için kaleme aldığım yeni uygulama rehberime hoş geldiniz. 3 Hafta boyunca sürecek olan bu yazı dizisine önce Otonom Bakım’ın tanımını yaparak ve “gerçekten” ne işe yaradığını anlatarak başlayacağım. Yanlış anlaşılmaların üzerinden geçtikten sonra Otonom Bakım’ın 7 adımını kaleme alacağım ikinci yazımda ise kayıplardan arınmış bir fabrika yaratmanın 7 adımını aktaracağım. Son yazımda ise sürdürülebilir bir Otonom Bakım faaliyeti için olmazsa olmazları ele alacağım. Bu arada bu konuda daha detay bilgi almak isteyenler; otonom bakım faaliyetlerini uygulamalı şekilde tecrübe etmek isteyenleri 31 Ocak 2015 tarihinde Bursa Hilton‘da düzenlenecek olan Otonom Bakım Simülasyonu‘na bekliyoruz. Kayıt ve detaylı bilgi için Yalın Enstitü’den Yasin Demirkaya (yasind@lean.org.tr | 0212 271 8451 – 0533 297 0617) ile irtibata geçebilirsiniz.
Şimdiden İyi Okumalar Efendim…
OTONOM NEDİR?
Otonom, en basit tanımıyla kendi kendine yetebilen demek. Otonom Bakım ise, operatörlerin, kendi ekipmanlarındaki faaliyetlerinden bağımsız olarak bakım aktivitelerinde görev almalarını kapsayan aktiviteleri içeriyor. Tabii tanımı böyle yapınca soruların da ardı arkası kesilmiyor.
BAKIMCI MIYIM OPERATÖR MÜYÜM?
Otonom Bakım’ın ilk tanımı yapıldığında akla gelen ilk soru genellikle budur. Kimlik bunalımı yaşayan operatörler ve bakım departmanı görevlileri kendi varlıklarını sorgulamaya başlarlar. Operatörler “madem ben bakım işlerini kendi kendime yapacaksam bu fabrikada bakımcının işi ne!” derken; bakımcılar ise “eğer bu işleri ben operatörlere devredersem benim fabrikadaki itibarım ne olacak, yapacak ne işim kalacak” diye yakınmaktadır. Ancak tüm bu hayıflanmalar yersiz ve gereksizdir. Aksine Otonom bakım operatör yetkinliklerini bakım faaliyetlerini ona öğreterek arttırırken; temel seviye kontrol ve yağlama işlerini bakım ekibinden devralarak tam tersine onlara adeta bir “iade-i itibar” yapmaktadır. Ancak buradaki motivasyonel farkı anlayan operatör ve bakım ekipleri Otonom Bakım’ı sahiplenebilir, kayıpları tespit edip işletmeyi daha ileriye taşıyabilirler.
SİZİN İŞİNİZ BENİ DAHA ÇOK YORMAK MI?
“Kesin benden daha fazla adet, daha çok çıktı isteyeceksiniz” diye başlıyor yakınmalar. Çünkü, Otonom Bakım faaliyetlerine başlamadan önce operatörlerin sorduğu soruların arkasında “acaba adetler artacak mı?” ya da “aynı adam*saat’e daha fazla mı iş istiyorlar” gibi şüpheler yatıyor. Genellikle birçok operatör tarafından, otonom bakım faaliyetleri, onların performansını zorlayıp verimi daha çok arttırmak olarak görülüyor. Halbuki Otonom Bakım’ın en temel unsuru olan “Ekipman Etkinliği” kısmı atlanıyor. Otonom Bakım faaliyetlerinin operatörün desteği ve bilgisi ile ekipman üzerindeki kayıpları ortadan kaldıracak ve ilgili ekipmanın operasyonel performansını arttıracak faaliyetler olduğunu anlattığınızda ortam biraz da yumuşuyor. Ama sorular devam ediyor tabii.
HANGİ ARA YAPACAĞIM BU OTONOM BAKIM FAALİYETLERİNİ?
“Otonom Bakım’da en can alıcı nokta, bir operatörün Otonom Bakım faaliyeti yaparak kaybettiği zamanın; Otonom Bakım faaliyeti yapılmayan performansı düşük bir ekipmanda çalışırken adetleri tutturmak adına harcadığı efordan ve yaptığı fazla mesai sürelerinden çok daha az olduğu gerçeğini anlamasıdır.” Daha kısa şekilde anlatmak gerekirse; (inanın yukarıdaki cümleyi daha kısa yazmak istesem de en çarpıcı böyle anlatılıyor 🙂 ) Otonom Bakımda kaybedilen zamanda üçün beşin hesabını yaparken; bir büyük arızada saatler belki de günler geçiyor. Yapılan çalışmaların, onu yormaktan ziyade, tam tersine onun işini kolaylaştırmaya yaradığını, zırt pırt duran bir makinada dura kalka stres altında çalışmak yerine çıktı adedi belli olan ve arızaları öngörülebilir olan bir ekipmanda çalışmanın zevkinin ne demek olduğunu onlara anlatmalısınız. Ve hatta bu sayede adetler daha kolay tutacağı için Otonom Bakım faaliyetlerine yeterince zaman kalacağını da belirtmelisiniz. Şunu sakın unutmayın. Otonom Bakım’ı hayata geçirmenin yolu operatörü harekete geçirmekten; operatörü harekete geçirmenin yolu ise onun kalbini kazanmaktan geçiyor. Eğer bu soruları cevapsız bırakır ya da net olmayan cevaplar vererek onları şüpheye düşürürseniz, sadece operatörleri değil tüm TPM ve Yalın faaliyetlerinin potansiyelini kaybedersiniz. O yüzden aman dikkat!
Haftaya Otonom Bakım’ın 7 adımında ve Otonom Bakım Simülasyonu‘nda görüşmek üzere…
Can Yükselen