Geçtiğimiz yıl Cumhuriyet Bayramı‘nda paylaştığım Cumhuriyet’in Kurucusundan 7 Yalın Ders adlı paylaşımın üzerinden tam 1 yıl geçti. Mustafa Kemal’den dersler bitmiyor tabii. Bakış açısı Yalın olunca her şeyi o pencereden görüyorum. Gerçek bir Yalın düşünür olmak için en önemli şartlardan biri bu tabii ki. Ya peki bakış açınız Mustafa Kemal’inki gibi cumhuriyet ve devrimler ise! İşte o zaman tüm çalışmalar, tüm çabalar bu iki hedefe kilitleniyor. Bir organizasyonu bile dönüştürürken göbeğimiz çatlıyor; peki ya bir milleti dönüştürmek hem de savaştan çıkmış bir milleti dönüştürmek ne kadar kolay?
“Uçurum kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş.. Ondan sonra, içerde ve dışarıda saygı ile tanınan yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet ve bunları başarmak için arasız, devrimler.. İşte Türk Genel Devrimi’nin bir kısa ifadesi…” diye tanımlıyor 1935 yılında Mustafa Kemal yaptıklarını… Bana sorarsanız bu tanım, yaklaşık 100 yıldır süregelen Türkiye toplumunun gelişim ve değişim mücadelesinin parolasıdır.
Cümleyi detaylı incelerseniz, mevcut durum tespitinin çok net olduğunu fark edeceksiniz. Mesele; sınırlarını, yönetimini, topu tüfeğini kaybetmiş ülke değil bana kalırsa. Buradaki yıkık’lık sadece fiziksel olarak tanımlanamaz. Tüm genç dimağlarını 10 yıldır süren savaşlarda kaybederek; hem mevcut iş gücünü ve “tüm zeki gen havuzunu” kaybeden bir ülke; ancak “uçurumun kenarında ve yıkık” olarak tanımlanabilir. Bu savaşlardan arda kalanlarla yeni bir toplum yaratmaktan bahsediyoruz. Bu durum, neredeyse yetenekli iş gücününü tamamına yakınını kaybetmiş bir yorgun bir organizasyonu Yalın Dönüşüm’e zorlamak gibi çılgınca bir iş. Bahaneler üretmek kolay, biz çok daha sterilize ortamlarda değişimin, dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini savunurken, Mustafa Kemal bir toplumu dönüştürüyor. Ve bunun için de Gerçek Kuzey’ini sanılandan çoook daha öncelerde “Cumhuriyet ve Devrim” olarak belirliyor.
Mevcut Durum tespitinden sonra söyledikleri Türkiye’nin Gerçek Kuzey (True North) Cümlesidir. Öncelikle Gerçek Kuzey’in tanımıyla başlamak lazım tabi:
“Bir örgütün stratejik ve felsefi vizyonu veya amacı. O, gelir ve kârlar gibi “sıkı” iş hedeflerini içerebildiği gibi yüreği cezbeden daha genel vizyoner amaçlar da içerebilen bir bağ olarak tanımlıyor Pascal Dennis Gerçek Kuzey’i.
Atatürk’e göre Türkiye’nin Gerçek Kuzeyi, yeni vatan, yeni toplum, yeni devlet’tir. Gerçek Kuzey’e ulaşmak için yapılması gerekenleri ise birkaç kelime ile keskin (sharp) ve basit (simple) bir şekilde anlatmak gerekir. Tam da O’nun yaptığı gibi:
“ARALIKSIZ DEVRİMLER”
Yaveri Mahzar Müfit’in anılarında yazdığı şu diyalog gerçekten dikkat çekicidir.
-“Mazhar not defterin yanında mı?”-“Hayır Paşam.”-“Zahmet olacak ama al da gel.”Nerede ise sabah olacaktı. Fakat O’nun yanında iken dünya, gecesi – gündüzü olmayan alemden ibaretti. Bundan dolayı uyku gereksinimi de yoktu. Hemen not defterini alıp geldim.O, anı defterime ve günü gününe her olayı not edişime hem sevinir, hem de bazen şaka etmekten kendini alıkoyamazdı.-“Belleğimiz zayıfladığı zaman Mazhar Müfit’in defteri çok işimize yarayacak.”Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını bir kaç nefes üst üste çektikten sonra:-“Ama bu defterin bu yaprağını kimseye göstermeyeceksin. Sonuna kadar gizli kalacak. Bir ben bir Süreyya (Sonradan Kocaeli Milletvekili olacak Süreyya Yiğit) bir de sen bileceksin. Koşulum bu.”Süreyya da, ben de:-“Buna emin olabilirsiniz Paşam.”-“Öyle ise tarih koy.”Koydum. 7-8 Ağustos 1919, sabaha karşı.-“Pekala yaz !.. Zaferden sonra şekli hükümet Cumhuriyet olacaktır. Bunu size daha önce bir sorunuz üzerine söylemiştim. Bu bir.”-“İki; padişah ve hanedan hakkında zamanı geldikçe gereken işlem yapılacaktır.”-“Üç; Tesettür (örtü) kalkacaktır.”-“Fes kalkacak, uygar uluslar gibi şapka giyilecektir.”Bu arada gayri ihtiyari kalem elimden düştü. Yüzüne baktım. O da benim yüzüme baktı. Bu gözlerin bir takılışta çok şey anlatan konuşuşuydu.Paşa ile zaman zaman senli benli konuşmaktan çekinmezdim.“Neden durakladın” dediğinde “Darılma ama Paşam, sizin de hayalperest taraflarınız var” dedim.-“Bunu zaman gösterecektir. Sen yaz.”-“Beş; latif hurufu (harfleri) kabul edilecek.”“Paşam kafi kafi…” dedim ve biraz da hayal ile uğraşmaktan bıkmış insan edasıyla “Cumhuriyet ilanına muvaffak olalım da üst tarafı yeter” sözlerimin ardından defterimi kapadım ve koltuğumun altına sıkıştırdım.
Bu anı ise yıllar sonra 1935’te tanımladığı Gerçek Kuzey’in politikalarını çok önceden belirlendiğine işaret ediyor.
İhtiyacınız olan şeyler belli:
- Her ne kadar Can yaksa da gerçekçi bir Mevcut Durum Tespiti (Savaştan çıkmış, yorgun, uçurum kenarında tüm gençliğini kaybetmiş bir ülke)
- Yürekleri Cezbedecek bir Amaç (yeni devlet, toplum ve vatan)
- Ve bu amacı gerçekleştirmek için bir lider olarak kafanızda belirlediğiniz (ve belki bir süreliğine paylaşmak için sabredeceğiniz) politikalar
Doğru Kuzeyiniz herkesi cezbetmeli, bir iddia ve heyecan taşımalı; ama fazlasını aktarmak için biraz beklemelisiniz. Eğer sabırsız davranırsanız Doğru Kuzey‘e ulaşmanızı sağlayacak politikalarınız eleştiri oklarına maruz kalabilir ve ilk etapta çoğu kişi tarafından hayalperest olarak tanımlanabilirsiniz. O yüzden bunu sadece yakın çevrenizle paylaşın ve organizasyon bütününe hemen yaymayın.
Politikaları herkesle paylaşmadan önce toplum düzeyinde herkesi işin içine dahil edecek devrimlere başlamalısınız. Şüphe yok ki bu devrimler biraz kanlı olabilir. İtiraz edenler, istifa edenler, sizi bitirmek isteyenler… (Kimse Cumhuriyet ve Türkiye Devrimlerinin güllük gülistanlık olduğunu iddia etmiyor zaten). Devrimler gerçekleştikçe ve sonuçlar görüldükçe organizasyonda herkes safını belli edecektir. (20-60-20 kuralını hatırlayın). İşte o zaman politikaların yayılımını sağlamak için harekete geçebilirsiniz. Unutmayın! Politikaları yaymak ve hedefe ulaşmak çok uzun zaman ister. Türkiye’nin 92 yıldır verdiği mücadele işte bu Doğru Kuzey’e ulaşmak içindir.
Bu mücadelenin bir an olsun dinmemesi; Doğru Kuzey’in bir an bile akıllardan çıkmaması dileğiyle…
Milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı‘nı kutluyor; bu vesileyle Türkiye toplumunda barış ve huzurun daim olmasını temenni ediyorum.
Sevgiler
Can Yükselen