Son yazıda Toyota Endüstri Müzesi’nde yaşadıklarımı anlatmaya başlamış ve Toyota’nın tekstil ile başlayıp otomobil ile devam eden yolculuğunda TPS Evi’nin temellerinin aslında tekstil makinalarında nasıl ortaya çıkmaya başladığını ve bugünlere gelen Toyota’nın kurduğu bu müzede karşılaştıklarımı aktarmıştım. Sıra geldi Otomobil bölümüne…
Burasının bir otomobil galerisi ile bir otomotiv fabrikası karışımı olduğunu söylemek de yanlış olmaz. Toyota’nın ilk seri modeli AA’dan başlayıp Amerika pazarını sallayan Corolla’sı da dahil olmak üzere tüm efsane modelleri birarada burada bulabiliyorsunuz.
Bu bölüm sadece otomobil modelleri ile bitse iyi; tüm aktarma organları, ve otomobildeki tüm mekanizmaları anlatmadan bırakmıyor bu bölüm sizi. Bir otomobili tüm detaylarıyla anlamanız için o kadar yalın ve açıklayıcı bir dille anlatılmış ki herşey; zaman zaman bunların hepsiyle ilgilenmekten vaktinizin yetmeyip müzenin tamamını gezemeyeceğinizden korkuyorsunuz.
Otomobilerin ve mekanizmaların anlatıldığı bölümü bitirdikten sonraysa, gerçek bir otomobil fabrikası ile yüzleşiyorsunuz neredeyse. Presten, kaynağa; boyadan montaja kadar bir otomobilin geçirdiği tüm evreleri, daha önce bizzat Toyota fabrikalarında kullanılmış olan makina ve ekipmanlar ile anlıyor ve kavrıyorsunuz. 600 tonluk mekanik presi devreye geçirip, devasa makinanın heybetli sesinden irkildikten sonra kaynak robotlarının dansını başlatmak için start butonuna basıyorsunuz. Oradan boyahane demonstrasyonunu izleyip, motor ve gövdenin birleştirildiği montaj istasyonu örneğini ağzınız açık seyrediyorsunuz.
Her gün buraya gelen 5-15 yaşları arasındaki onlarca çocuğun gözlerindeki ışıltıyı görüp de etkilenmemek imkansız. Bu yaşlardaki bir çocuğun hayallerinin ne mertebede olacağını bir düşünün! Bir çocuk, daha neler öğrenip daha yeni yeni neler yapacağının hayallerini kurarken bu hayallerin fitilini ateşleyen böyle bir müzeyi kurmak; herhalde gelecek adına yapılmış paha biçilemez bir yatırım.
Belli ki böyle bir müzeyi Japonya’ya kazandırmayı kendine bir görev edinmiş Toyota. Bu yaşta buraya gelip bunları seyreden bir çocuğun gelecekte aklını fikrini bunlara yorup bir de üzerine Toyota hayranı olmasını beklememek aptallık olur. Geleceği tasarlayıp, ortak vizyon doğrultusunda toplumu geliştirmek ve eğitmek işte böyle bir şey. Toplum mühendisliği kavramının apaçık bir göstergesi ve en etkili yollarından biri müzeler. Toyota bunu çok iyi başarmış.
Bana ise ağzım açık bunları izleyerek, oldukça imrenmiş bir halde havaalanının yolunu tutmak kaldı. Korktuğum başıma geldi, vaktim yetmediği için çocuklar ile ilgili birimi ve yönetim binasını göremedim; ama olsun. Benim tekstil ve otomobil biriminde edindiğim tecrübe ve aldığım dersler bana bir dahaki Japonya gezime kadar fazlasıyla yetecek.
“Bizde de buna benzer Rahmi Koç Müzesi var. Hiç yoktan iyidir.” diyerek kendimi avutmaya çalışsam da; bu, daha çok yolumuz olduğu gerçeğini ne yazık ki değiştirmiyor. Ama sizlere tavsiyem Haliç İstanbul’daki bu müzeyi en az bir kere muhakkak gezmeniz. Buradan bilgi edinebilirsiniz.
Eğer olur da bir gün Japonya’ya giderseniz Toyota Endüstri Müzesi‘ni gezinizin en önemli parçası olarak planınıza almayı ve oradan bazı edinimlerle dönmeyi sakın unutmayın.
Toplum mühendislerine ve kocaman hayallerle dolu o minik beyinleri eğitecek şeyler yapmaya çok ihtiyacımız var çünkü.
Sevgiler
CY
1 Yorum
I know this if off topic but I’m looking into starting my own blog and was curious what all is required to get set up? I’m
assuming having a blog like yours would cost a pretty penny?
I’m not very internet smart so I’m not 100% positive.
Any recommendations or advice would be greatly appreciated.
Thank you