Müşteri gözünden değeri tanımlayıp, bu değerin akışı yollarını inceleyip sürekli akışı yaratmaya çalışırken; başlangıç noktamız olan müşteri isteklerini, onun talepleri ile uygun hale getirmek için çekme esaslı çalışmamız gerektiğini söyledik.
İyi güzel tamam da bunu nasıl yapmayı düşünüyoruz?
Nihayet Yalın Düşünce’nin –Belki buna Yalın Ev de diyebiliriz, nihayet son sütunundayız. Mükemmellik…
Belki son 1 ay boyunca anlattığımız Değer, Değer Akışı, Sürekli Akış ve Çekme kavramlarının sağlanma koşulu Mükemellik.
Neden?
Bu koşulların sağlanması,
– Değişen müşteri isteklerine uygun şekilde üretim yapacak ve/ya hizmet verecek koşulların değişimine uyum göstererek DEĞERi her defasında yeniden tanımlamayı
– Değişen teknoloji ve belirlediğiniz müşteri isteklerine göre değer yaratan, yaratmayan ve değer yaratmasa bile yapmak zorunda olduğumuz faaliyetleri (Değer, İsraf, Zorunlu İsraf) her defasında yeniden sorgulayarak DEĞER AKIŞInı güncel tutmayı
– Değer Akışındaki faaliyetlerin değer yaratanlarını ardı ardına sıralayarak optimum maliyetle bu değerin kesintisiz bir şekilde akışını sağlayarak SÜREKLİ AKIŞ yaratmayı
– Bu akışı sağlarken müşteri taleplerini her an gözetecek çevik bir üretim ve/ya hizmet sistemi oluşturmayı sağlayacak ÇEKME sistemini devreye almayı
Gerektiren; MÜKEMMELLİĞİ arayan bir yolculuktur.
İşte Mükemmellik dediğimiz olgu her an değişen koşullara uyum sağlayıp, ürün ya da hizmet üreticisinin kendini devamlı geliştirmesi ve en iyiyi araması üzerine kurulu Yalın bir kavramdır.
Eğer değişen koşullara uyum sağlamayıp stabil, statükocu bir anlayışla yaptığının en iyisinin bu olduğuna yetinmek Yalın Düşünce ile daha en baştan çelişen bir durumdur.
Yine ahkam kesiyor gibi durabilirim; ancak ne yazık ki haklıyım.
“’Aza kanaat etmeyen; çoğu bulamaz’ Yalın Danışman, aç gözlülüğün lüzumu yok!” diyenlere cevabım ancak, “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez!” olabilir. Asıl aza tamah edip bunun yapabileceğinizin en iyisi olduğuna kanaat getirirseniz, o zaman yandınız. Atalarımız yanlış söylemiş. Ama bakın bazıları da doğru söylemiş. Eğer kaz geleceğinden eminseniz -ki mükemmellik arayışı işin ucunda her zaman kazın olduğu bir yolculuktur zaten, aza kanaat etmenize gerek yok.
Ama Dimyat’a pirince giderken de evdeki bulgurdan olmamak gerekiyor.
“Oldu mu şimdi Yalın Danışman bi dediğin ötekini tutmadı!” diyenler şu küçük ayrıntıyı kaçırmasın. Belirlenen her hedef; bir önceki konum ile doğru şekilde kıyaslanarak belirlenmeli. Belirlenen her hedef doğrultusunda gerçekleşen her dönüşüm ise pozitif yönde olmalıdır.
Ben bu durumumdan memnun değilim haydi bişiler yapayım derken de hiç olmak istemediğiniz bir konuma düşmenin alemi yok. Hesabınızı kitabınızı yapıp Pirinç almaya Dimyat yoluna öyle düşmek gerekiyor. (Dimyat’ı eskiden bir hububat sandığımı da söylemeden geçmeyeyim)
Dolayısıyla
– Bir mükemmellik resmini hedefleyip, bu tabloyu yakalamak için sabırla ilerlerseniz.
– Her hedefinizi mevcut durumunuzu iyice anlayarak verir ve bu hedefe ulaşmak için doğru stratejileri ortaya koyarak pozitif yönde bir dönüşüm sağlarsanız.
– Bu mükemmelliğe uzanan sabırlı yolda ideal noktaya ulaşmak için belirli ara duraklar (kısa vadeli küçük hedefler) tespit ederek ilk etapta o duraklara ulaşmayı hedeflerseniz
– Ve her küçük ilerlemenizden dersler çıkarıp daha önce bulunduğunuz konuma geri dönmemek için belirli bir sistematik izlerseniz
– Mükemmelliği yakalamak için sabreder ve o noktaya ulaşmak için geliştiğiniz her adımda “Ben oldum artık!” demeden; her zaman mevcut durumunuzdan daha iyisinin olabilceğine inanırsanız. Yani her anınızdan birazcık da olsun rahatsızlık duyarsanız.
– Hedeflediğiniz mükemmellik noktasının konumunu ve bulunduğunuz durumu her seferinde yeniden kontrol ederek hedefinizi güncel tutarsanız.
– Belirlediğiniz güncel hedefe en etkin ve doğru yoldan gidip gitmediğinizi anlayıp ilerlediğiniz yolun hala doğru olup olmadığından emin olursanız
Siz mükemmeli arayan gerçek bir Yalın Düşünür olmuşsunuz demektir.
Sevgiler
CY