Japonya’yı anlata anlata beş yazıda Japonya İzlenimleri (JI) adlı yazı serisiyle bitiremezken, üzülerek de olsa 14 günlük bu ziyarette gezi ve izlenimlere dair son iki yazıya geldiğimi belirtmeliyim. Ama okumaktan keyif alanlar ve devamını bekleyenler için iyi bir haberim var. Bitenler sadece Japonya’daki gezi izlenimleri ve bunların TPS ile toplumsal ve kültürel etkileşiminden ibaretti. Bildiğiniz gibi ben sadece oraya turistik amaçlı gitmedim. Bu kadar anlattıklarım benim 14 günlük Japonya maceramın 4-5 günlük gezi kısmını içeriyordu. Derslerde edindiğim bilgiler ise artık her yazdığım yazıda yeni bir bilgi ve danışmanlık verdiğim her firmada parlak bir öneri olarak yerini alacak. İsteyenler JI-1, JI-2, JI-3, JI-4, JI-5 linklerinden yazılara ulaşabilir.
Dolayısıyla sensei’lerden aldığım ders notları ve diğer detay teknik konuları anlatmadan bu defteri kapamayacağım. Bunları yer yer gündelik yazdığım Yalın konulu yazılarda; yer yer ise Japonya’da yaptığım Toyota’nın merkez fabrikalarındaki edindiğim izlenimlerde bulacaksınız. Taiichi Ohno‘nun ve Ishikawa‘nın öğrencilerinden öğrendiklerimi burada anlatmadan duracağımı mı sandınız!
Neyse şimdi gelelim, Japonya’daki son günümde yaptıklarımı son iki yazımda anlatmaya… Yağmur sezonuna denk geldiğim için biraz şansız olduğumu belirtmiştim. Son günüm de öyle oldu. Temmuz ayı yağmur sezonu olarak geçiyor ve mütemadiyen bulutlu ya da yağmurlu bir güne uyanıp akşamı ediyorsunuz. Eğer şanslıysanız Güneş yüzünüze gülebiliyor. Kyoto ve Tokyo gezilerimde neyse ki yağmurla karşılaşmamıştım; ancak son gün beni fena yakaladığını söylemeliyim. Toyota müzesinin yolunu tuttuğum son günümde Nagoya metro çıkışında yakalandığım yağmur üstümü başımı sırılsıklam etse de bir hayali gerçekleştirmenin mutluluğu benim için daha önemliydi. Zaten sonrasında kapalı ve klimatik mekanda kuruyup yağmurun benim tadımı kaçırmasına bile izin vermediğimi söylemek lazım.
Toyota Endüstri Müzesi insanın ağzını açık bırakacak cinsten. Müzeyi gezerken adeta dibiniz düşüyor. Bir taraftan Toyota’nın hikayesini müzede yaşamaya başlarken diğer taraftan hayretler içerisinde Japon sanayisindeki evrilişin yanında depremler ve nükleer saldırılardan sonraki dirilişin farkına varıyorsunuz. Daha öncesinde yaşadığım tüm anıları Toyota Endüstri Müzesinde gördüklerinizle bağdaştırmaya başlayınca herşey daha net bir hal alıyor.
Bu müze bizdeki müzelere benziyor olabilir; ancak müze dediğiniz şey, sadece birtakım şeylerin sergilendiği ve insanların gidip o şeylerin altındaki yazıları okuduğu yapılardan ibaret değil. Yapı olarak tipik bir müzeye benzese de müzenin içinde yaşayan ruhu sezinleyebiliyorsunuz. Müzede yaşayan bu ruhu hissettikçe orada sergilenen objeler basit detaylarından sıyrılıp size kendini anlatan birer dosta dönüşüveriyor. Soğuk bir dille yazılan yazılar ya da sesli rehberin size anlattığı vikipedik bilgilerden çok; sergilenen eşyaların bir mantık silsilesinde yerleştirildiğini ve rotanızın bu doğrultuda belirlendiğini anlayınca bahsettiğim hissiyatı sizin de yaşayacağınızdan eminim.
Toyota Endüstri müzesi Sakichi Toyoda‘nın icadı bir dokuma makinası olan Circular Loom Machine’e ithafen müzeleştirilmiş eski bir Toyota Fabrikası. Circular Loom’daki mantık ve inovatif bakış açısını inceleyip Toyoda’nın diğer tekstil makinalarına da bu gözle bakmaya başlayınca TPS’in temellerinin Toyota’nın bu tekstil fabrikasında atıldığını anlamak hiç de zor olmuyor.
Büyük Holde Sakichi’nin efsane buluşu Circular Loom ile başlayan yolculuğunuz Tekstil bölümüyle başlayıp Otomobil bölümü ile devam ediyor. Örnek Yönetim binası, buhar türbini birimi ve çocuklar için ayrılmış diğer bölümlerle dev bir sanayi müzesi burası. Maksat az önce de dediğim gibi basit bir sergileme mantığından ibaret değil. Bu müzede geçmişte yapılanlar anlatarak bir gelecek şekillendiriliyor. Hergün buraya gelen yaşı yediden yetmişe değişen yüzlerce insan sadece Toyota’nın neler yaptığını görmüyor; bunun yanında Japon Endüstri’sinin nasıl şekillendiği ile ilgili çok derin ve kesin bilgiler ediniyor.
Pamuk tarlası demonstrasyonu ile başlayacak kadar temelden ele alınan tekstil konulu bölüm son teknoloji Toyota Tekstil Makinaları ile son buluyor. Burası sanki halen yaşayan bir tekstil fabrikası. Toyota’nın patentinin sahibi olduğu birçok tekstil makinasının yanısıra onlarca Avrupa menşeli makina da burada mevcut. Teknolojinin Avrupa’dan nasıl geldiği ve Japon’larca yorumlanıp nasıl evrilerek bu hale getirildiği harika örneklerle gözler önüne seriliyor. Pamuktan ipin nasıl eğrildiğini gösteren görevlilerden tutun da oradaki tüm tekstil makinaların mekanizmalarını anlatıp sizin için çalıştıracak uzmanlara kadar tüm ince ayrıntılar düşünülmüş.
Jidoka‘nın temellerinin atıldığı tekstil makinası başta olmak üzere birçok patentin babası olan Sakichi Toyoda’nın buluşlarıyla hayat bulan bir efsane aslında TPS. Otomatik kontrol sistemlerinin hikayesinin de anlatıldığı tekstil biriminde Sakichi Toyoda’nın buluşlarının ardında yatan temelleri ve kontrol sistemlerinin aslında Japon kültününün bir parçası olduğunu öğreniyorsunuz. Karakuri bebeklerındeki mekanik kontrol ve hareket sistemlerini incelerken aslında kültürel etkinin nelere kadir olduğunun bir parça da olsa farkına varıyorsunuz. Jidoka’nın orijini olan tekstil makinasındaki mekanizmayı incelediğinizde aslında Sakichi Toyoda’nın bahsettiği o vizyonun ve Toyota’nın bugün efsaneleşen üretim sistemi arasındaki ilişkiyi o kadar net anlamaya başlıyorsunuz ki; puzzle’daki eksik bir parçayı tamamlamış kadar mutlu oluyorsunuz.
İthafın sahibi circular loom’daki “muda“yı ortadan kaldırıp, enerji ve hareket tasarufu sağlayan mekanizmayı incelediğinizde ise tabloyu tamamlayarak artık TPS’in bugün hayatını sürdürdüğü otomobil bölümüne geçiyorsunuz.
Geriye detayları yazıp Japonya’daki maceranın son yazısını kaleme almak kalıyor. Son yazıda müzenin Otomobil bölümündeki izlenimlerimi aktararak; bir müzenin bende bıraktığı derin izlerle bu seriyi tamamlayacağım.
Sevgiler
CY